
Varoluşçuluk, hayatın anlamınının izini süren ve bireyin değerinin ne olduğunu anlamaya çalışan bir felsefi akım ve edebi akımdır.Varoluşçuluk, diğer birçok akımın tersine, bireye genel bir kavram gibi yaklaşmaz, onun öznelliğini nesnelliğin üstünde tutar. Varoluşçuluğa göre, hayatın anlamı ve bireyin öznel tecrübesiyle ilgili sorular diğer bütün bilimsel ve felsefik uğraşlardan önemlidir.Varoluşçuluk genelde kötümserlik, bunaltı, özgürlük, başkaldırış ve umutsuzluk felsefesi olarak düşünülür. Varoluşçuluk Kierkegaard, Dostoyevski,Nietzsche (daha farklı bir biçimde olsa da), Sartre, Camus ve Heidegger ile birlikte anılır.İsminden de anlaşıldığı gibi bireyin varoluşunu, özünden üstun tuttuğu için aynı zamanda topluma bir karşı çıkışı da içerir. Butun zaaflarıyla birlikte insanı ereklerini seçişinde özgür tutar.Bu aralar cok hosuma giden bi kitap okuyorum, Irvin Yalom’un “bugunu yasama arzusu” – Arthur Schopenhaur ve bir psikoterapi grubuyla ilgili...Varolusculuk felsefesi cok hosuma gitsede, bu şopen denen adamin karamsarligi biraz mide bulandirici.Kitapta ilgimi ceken bazi yerleri not aldim, sana onlarida yazacagim.Birincisi Kierkegaard diye bir adam var, bu varolucularin hepsi zaten acaip karamsar adamlar, buna da gerceklik diyorlar.Kierkegaard cifte umutsuzluktan bahsetmis.Bazi insanlar umutsuzdurlar ama umutsuz olduklarini fark edemeyecek kadar kendilerini aldatirlar demis.Ordan da boyle bir aciklama ilgimi cekti;Acilarimin cogu arzularimla hareket etmemin sonucu ortaya cikar ve sonra bir anlik tatminle mutlu olurum. Kisa sure sonra bu tatmin can sıkıntısına donusur, derken bir arzu daha ortaya cikar.İstemek, anlik tatmin, can sikintisi ve daha fazla sey istemek diye surup gider... Bu Schopenhaur’dan;*Hayat birbiri ardina gelen kahrolasi kayiplardan olusur. Nietzce;Bir inek ile insan arasindaki en buyuk farkin inegin nasil var olacagini , gelecegin korkularini ve gecmisin yukunu tasimadan, icinde bulundugu mutlu anda herhangi bir kaygi yani korku duymaksizin nasil yasayacagini bildigini yazmistir.Biz talihsiz insanlar gecmis ve gelecegin o kadar etkisi altindayizdir ki, şu anda kisaca geziniriz. Cocuklugumuzun altin gunlerini neden hep ozlemle anariz biliyor musunuz? Bunun nedeni o gunlerin kaygisiz gunler, agir, aci veren anilarla , gecmisin copleriyle yere cokmeden onceki gunler olmasindandir.Yine schopenhaur’dan;İnsanin ne kadar baglantisi var ise hayatin o kadar yuk olacagini ve insanin baglantilarindan ayrilirken o kadar buyuk aci cekecegini dile getirmis.Schopenhaur’un insanin kendini baglantilarindan ayirmasi gerektigi dusuncesi Budizm’de de vardir.Aksi bir dusunce olarak;Baglantilar ve bunlarin bol miktarda olmasi dolu bir hayatin vazgecilmez unsurlaridir ve aci beklentisi yuzunden bu baglantilardan kacinmak, yalnizca kismen hayatta olmanin kesin neticesidir. Spinoza’nin her zaman kullandigi birsey : Sub Specie AeternitatisSonsuzluk yonunden demek....Rahatsizlik verici gundelik olaylarin sonsuzluk yonunden bakildiginda daha az rahatsiz edici halde geldigini ifade ediyor. Yine schopenhaur’dan;*Onceden insani tamamen ele geciren ve yogun birsekilde etkileyen seyler, bi zaman sonra soguk,renksiz ve uzak gorunur.*İnsan baskasi tarafindan rahatsiz edilemez, kisinin sukunetini anca kendisi bozabilir.*İnsanin icinde ne kadar cok sey var ise, baskalarindan o kadar az sey ister.*Gercekte insanlik disi olan sey, kendi degerimi tahminimin, onemsiz olan digerlerinin bakisina gore bir mantar gibi inip cikmasina izin vermemdir.*Ayni aciyi ceken yoldaslariz ve hayattaki komsularimizdan hosgoru ve sevgi gereksinimi duyariz.*Onemsememek onemsenmeyi getirir. Bu da boyle buyurdu zerdust’ten,Oldu’yu ben oyle istedim’e cevirmek- tek basina buna kurtulmak denir.Hayat tarafindan yasanmak yerine, hayati yasayin.Kaderini sev.Hayatini sonuna kadar yasa ve ondan sonra öl. Buyuk acilar daha onemsizlerinin hissedilmesini engeller ve tersine, buyuk acilarin yoklugunda en kucuk dertler ve sıkıntılar bile bize buyuk aci verir. İnsanin dans eden bir yildiz dogurabilmesi icin icinde bir kaosun olmasi gerekir. Gibi gibi gidiyor...... Ama simdilik bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder